Thread Rating:
  • 0 Vote(s) - 0 Average
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Tüp mide
#1
Prof. Dr. Emin Ersoy, mide küçültme ameliyatları, bu ameliyatı kimlerin olabileceği ve ameliyat olmak isteyen hastalara yönelik tavsiyelerde bulundu.
Obeziteyi, "çağın hastalığı" olarak nitelendiren Ersoy, dünyada obezitenin ciddi bir salgın olduğuna işaret etti. Ersoy, obezite sıklığının dünyada ve Türkiye'de giderek arttığını bildirdi.
Bütün dünyanın, bununla ilgili önlem aldığını, Türkiye'de obez nüfusun, yüzde 30'un üzerinde olduğunu aktaran Ersoy, Türkiye'de 2,5 milyon kişinin, obezite cerrahisiyle tedavi edilebilir düzeyde olduğuna dikkati çekti.
Sağlık Bakanlığının yaptığı güzel çalışmalar bulunduğunun altını çizen Ersoy, önce obeziteyi önlemek, fast food türü gıdaları ortadan kaldırmak, evde beslenme alışkanlığını artırmak, şekerli içeceklerden uzaklaşmak gibi önlemler alınması gerektiğini anlattı. Hasta olan popülasyonu önce ameliyatsız olarak normal kilolarına çekmek, çekememeleri halinde ameliyat etmek gerektiğini belirtti.

Safra kesesi ameliyatından daha fazla riski yok
Deneyimli merkezlerde bu ameliyatların yapılmasının önemine değinen Ersoy, "Önemli olan bir yan etki, komplikasyon çıktığında ona müdahale edecek deneyimli ekiplerin olması. Eğer bunlar olursa mide küçültme ameliyatının safra kesesi ameliyatından daha fazla riski yok. Aynı riskte yapılabilir. Deneyimli ekiplerce ameliyat edilmeliler ki beklenen komplikasyon oranları, ölüm oranları dünya seviyesinde olsun, binde birlerin altında. Korkulacak bir şey yok ama deneyimli merkezlerde olurlarsa." dedi.
Mide küçültme ameliyatı sonrası yaşanan ölümlerin anımsatılması üzerine Ersoy, binlerce mide küçültme ameliyatı yapıldığını ancak iyi olan şeylerin çok konuşulmadığını, birkaç komplikasyon ve buna bağlı olay gelişmesi halinde bunun daha çok haberlere yansıdığını söyledi.

Ameliyat son çare
Prof. Dr. Emin Ersoy, mide küçültme ameliyatını, vücut kitle indeksi 35'in üzerinde ve ayrıca diyabet, yüksek tansiyon, yüksek kolestrol, kalp hastalığı gibi yandaş bir hastalığı olanlara bu ameliyatı önerdi.
Hastaların ameliyat olduktan sonra görüntüsel olan şekil bozukluklarının düzelmesinin yanı sıra olası yandaş problemlerden de kurtulduğunu vurgulayan Ersoy, hastaları, yaşam süreleri içinde karşılaşacakları çok önemli risklerden uzaklaştırdıklarını dile getirdi.

Son çare olarak mı mide küçültme ameliyatı olunmalı?
Prof. Dr. Emin Ersoy, her işte operasyon, ameliyatın son çare olduğunu belirtti. Hastalığın, tıbbi tedavi, öneriler, koruyucu hekimlik yöntemleriyle düzeltilememesi halinde cerrahiye başvurulması gerektiğine dikkati çeken Emin Ersoy, hastalara "Fazla kilonuzu kaybetmek için her şeyi, egzersiz, diyet, ilaç, doktor önerisi, bunları yaptınız mı?" diye sorduklarını aktardı.
Ersoy, her gördükleri obez hastaya, "Hadi ameliyat edelim" demediklerini, bunun doğru olmayacağını söyledi. Ersoy, hastaların psikolojik yönden de değerlendirilmesi gerektiğini, ağır şizofren, şizoit, psikotik bozuklar ve ameliyat sonrası yapacakları önerileri uyacak nitelikte psikolojisi olmayanlara da bu ameliyatları önermediklerini vurguladı.
Ersoy, hastalara, her şeyi yapmalarına rağmen kilo verememeleri halinde ameliyat olmalarını ve ameliyattan korkmamaları tavsiyesinde bulundu.

2 yıl sonra kilo almalar olabiliyor
Ameliyattan sonra kilo alınıp alınmadığına ilişkin soruya Ersoy, "Tüp mide ameliyatlarında takipler yapılmış, 2 yıl sonra kilo almalar olabiliyor. Araştırmalar sonucunda şu sonuç bulunuyor; bu hastalar, önerilen beslenme alışkanlığından uzaklaşan hasta grupları. Ya şekerli şeyler almaya devam ediyorlar veya abur cubur yemeye devam ediyor. Eski kilolarına ulaşma şansı az ama 2 yıl sonra bu kötü alışkanlıklarını tekrar edinirlerse kilo alma şansları oluyor. Bu da yaklaşık yüzde 3-5 hastada." karşılığını verdi.
Ameliyatları iki grupta incelendiğini ifade eden Ersoy, mide hacmini küçülten ile mide hacmini küçülten ve gıda emilimini azaltanlar olduğunu dile getirdi. Ersoy, mide hacmini küçülten de iki ameliyat bulunduğunu, bunların kelepçe ve tüp mide olduğunu anlattı.

Son Dönemin Popüler Uygulaması: Mide Botoksu
Prof. Dr. Emin Ersoy, "Mide botoksu aslında bir toksin (botulinum toksini). Bu toksin kozmetik amaçlı birçok yerde kullanılmış. Son zamanlarda da zayıflamak amaçlı kullanılabiliyor. Midenin çıkış kısmına bu toksini belli oranda enjekte ettiğimizde, çıkış kısmındaki pompa aktivitesini geciktirdiği için yediğimiz gıdalar miden geç boşalıyorlar. Boşaldığında hastalar tokluk hissediyorlar. Tokluk hissettiklerinde daha az yemek yedikleri için kilo kaybediyorlar. Botulinum toksinin bir kısmı midenin kubbe kısmına zerk edilebiliyor. Burada iştahı arttıran bir hormon olan ghrelini baskılayabiliyor. Dolayısıyla iştahta bir azalma oluyor ve midenin boşalmasındaki gecikmeyle beraber hastalar kilo kaybediyorlar" dedi.
"Vücut kitle indeksi 25'in üstünde veya 30 ila 35 arası olan hastalarda kilo kaybettirmek için bu yöntemi uygulayabiliriz"
Mide botoksunu kimlerin yaptırabileceği anlatan Prof. Dr. Ersoy, "Mide botoksundan fazla kilolu hastalar faydalanabilirler. Vücut kitle indeksi 25 ila 30 arasında olanlar ve vücut kitle indeksi özellikle 30 ila 35 arasında olan ameliyat sınırları içine girmeyen hastalar bundan faydalanabilirler. Obezite için ameliyat olma endikasyonu sınırlı olan hastalara bunu pek önermiyoruz. Bunun yerine ameliyat yöntemlerini öneriyoruz. Özetle vücut kitle indeksi 25'in üstünde veya 30 ila 35 arası olan hastalarda kilo kaybettirmek için bu yöntemi uygulayabiliriz" şeklinde konuştu.
Uygulamalar 2 ya da 3 defa yapılırsa daha efektif oluyor
Tedavi sonrası için uyarılarda bulunan Prof. Dr. Ersoy, "Tedavi sonrasında hastalar elbette bir tokluk hissediyorlar ama gene de yedikleri gıdaların içerikleri de önemli. Kalorisi yüksek gıdalar tüketmemeleri hastalara öneriliyor. Bunu mutlaka bir diyetisyen takip ediyor. Uygulamalar 2 ya da 3 defa yapılırsa daha efektif oluyor. Çünkü 6 ay aralarla yaptığımız enjeksiyonun etkisi kayboluyor. 2 ya da 3 kez yaparsak fazla kilolarından yüzde 15 ila 20'den kurtulma şansları var" diye konuştu.
Reply


Forum Jump:


Users browsing this thread: 1 Guest(s)